1996 Bosna Savaşı’ndan ilhamını alan trajikomik oyun Albay Kuş, manastırdan bozma bir psikiyatri kliniğinde geçiyor. Balkanlarda bir yerde ne ilaç, ne yatak çarşafı, ne doğru dürüst yiyecek, ne giyecek hiçbir şeyin olmadığı bu klinikte altı akıl hastası yaşamaktadır. Kaderlerine terkedilmiş bu insanlara kendileri kadar ilginç bir de doktor eşlik eder. Bu kendi kendine süren hayat, bir sabah manastırın bahçesine düşen sandıkla değişir. Sandık üzerinden başlayan konuşmalarda, dışarıda savaş sürerken, içeride akılarını yitirseler de bir arada yaşama kültürlerini yitirmemiş delilerin halini izleriz.