Bulgakov’un ölümünden 26 yıl sonra yayımlanan ve uzun süre sansürle boğuşan başyapıtı. 30’ların Moskova’sında İsa’nın gerçekten yaşayıp yaşamadığını tartışan iki yazar, “aniden beliren” bir adamla tanışır. Geleceği okuyabildiğini iddia eden adam kendisini kanıtlar da: Birinin öleceğini, diğerinin de akıl hastanesine kapatılacağını önceden bilir. Şaşırtıcı değil. Tüm bunları Sosyalist Sovyet’i ziyarete gelmiş şeytan bilmeyecek de kim bilecek?