Kimileri için ‘Tanrı’nın sesi’, kimileri için ‘Uçkuru düşük bir velet’, kimileri içinse ‘Tanrı’nın sesi uçkuru düşük velet’ olan Mozart, 5 Aralık 1791’de 36 yaşına varamadan gece yarısı evinde ölmüş ve hemen o gece kent dışında, kimsenin nerede olduğunu hatırlamadığı bir toplu mezara başka ölülerle birlikte atılmış ve mezar kireç doldurulmuştu. Babasının koyduğu adla Amadeus, yani ‘Tanrı’yı kutsayan’ bu dâhi, bir rivayete göre frengiden, bir rivayete göre Viyana Sarayının müzik yöneticisi besteci Salieri tarafından zehirlenerek öldürüldü. Shaffer oyununu bu ikinci varsayım üzerine kuruyor. Baştan sona diyaloglar ve iç konuşmalarla gelişen, ruhsal gel-gitler üzerine yapılandırılmış oyun, Mozart’ın hikayesine farklı bir bakış açısı sunuyor.